Söz Eskişehir’i övmeye geldiğinde mangalda kül bırakmayan insanlarız.
Eskişehir şöyle güzel, böyle harika, Avrupa şehri, öğrenci şehri, eğitim şehri, kültür sanat şehri gibi methiyeler dizmekten çok ama çok keyif alıyoruz.
Herkesin hemfikir olduğu ve gurur duyduğu bir başka konu ise Eskişehir’in asayiş açısından diğer illere oranla daha sakin, daha az olayın vuku bulduğu, güvenli bir şehir olması.
Çünkü Eskişehir hem tek merkezli yapısı, hem fazla göç almaması hem de insanların gettolaşmadan yaşadığı ve birbirine tolerans konusunda başarılı bir genetiğe sahip.
Ancak ve ancak bu “Güvenli Şehir” gururu son günlerde epey zarar görmeye başladı.
Dikkatinizi çekti mi bilmem, Eskişehir’de özellikle son 1 yıldır vuku bulan olayların sayısında inanılmaz bir artış var.
Ben hem sıkı, fanatik bir Eskişehir insanı hem de bu tür haberleri sizlere aktaran bir gazeteci olarak belki algıda seçici davranıyorum diyeceğim ama işin rakamsal yönü de benim düşüncemin görece olmadığını doğruluyor.
Bir düşünün Eskişehir’de yılda kaç kere cinayet, yaralamalı kavga ile karşılaşırdınız?
İntiharlar, bıçaklı, sopalı grup kavgaları, hırsızlık vakaları ile ilgili hangi sıklıkla haber okurdunuz?
Baştan söyleyim Eskişehir’de karşımıza en sık çıkan asayiş haberlerinin başında uyuşturucu operasyonları yer alırdı. Genç nüfus nedeniyle bu operasyonların sıklığı garibimize gitmezdi.
Şimdi ise hemen her hafta, bazen haftada 2 kez cinayet ve yaralamalı kavgalara tanık olmaya başladık.
Daha dün Seyitgazi ilçesinde bir eğlence mekânında çıkan kavgada 2 kişi öldü, 1 kişi ise ağır yaralandı.
Birkaç önce yine Çamlıca’da bir kişinin hayatını kaybettiği elim bir olaya tanık olduk.
10 gün önce parkta çıkan bir kavgada 24 yaşındaki gencecik bir can hayata veda etti.
Sadece bu ay içinde cinayetle ilgili 4 dava görüşüldü…
Kayıp Sally, yılbaşı katliamı gibi bir çırpıda aklımıza gelen nice dosya var.
Yahu herkesin keyif için oturduğu porsuk çimlerinde bile istisnasız her gün kavga çıkıyor.
Her gün bir ambulansın o bölgeye geldiğini görüyoruz.
Bakın, bu kadar olay bırakın 1 ayı Eskişehir’de ancak 1 yılda meydana gelirdi.
Şimdi sıklıkla oluyor ve şehrin “güvenli şehir” imajına ciddi bir şekilde sekteye uğratıyor.
Bizler ki gecenin 3’ünde bile şehrin kadınları rahat rahat sokağa çıkabilir diye Eskişehir ile gurur duyarken, şimdi bazı sokaklara akşam vakti erkek olarak girmeye bile çekinir olduk.
Gidişatın iyi olmadığını görüyor ve dikkat çekmek istiyorum.
Sorun belliyse çözüm üretmek için bir şeyler yapmak lazım.
Akla ilk gelen Emniyet Müdürlüğü olabilir fakat bana göre sadece Emniyet değil. Daha derin, daha kolektif bir işbirliği ve çözümüne ihtiyaç var.
Yerel yönetimler, mekan sahipleri, güvenlik şirketleri, okullar ve paralelinde daha ciddi işbirliklerine, bazı radikal projelere ihtiyaç var.
Çünkü iyiye gitmiyoruz, gitmediğimizi biliyoruz ve seyredemeyiz !