Eskişehirspor için yeni bir dönem başladı.
Mehmet Şimşek’in ardından Erkan Koca sahneye çıktı ve gençlerden oluşturduğu bir kadro ile kırmızı şimşeklerin bana göre bu tarihi sürecinde ateşten gömleği giydiler.
Öncelikle Mehmet Şimşek’e bir parantez açmak isterim.
Benim çok beğendiğim, kendisinin de ifade ettiği gibi babadan miras Eskişehirsporlu kardeşim tüm şehre iz bırakan ve hakkında çoğu insanın güzel dileklerle uğurladığı bir görev süreci yaşadı. Bu EsEs camiasında pek rastladığımız bir durum değil.
Şahsen kendisini tebrik ediyor ve güzel gönlüne teşekkür etmek istiyorum.
Gelelim Eskişehirspor’un yeni yönetimine…
Hem tanıdık hem de sürpriz isimlerden oluşan ama kolej havasını görebileceğimiz bir yönetim listesi gördüm.
Ancak sosyal medyada okuduklarım, rastladıklarım beni üzmeye, bir Eskişehirsporlu olarak rahatsız etmeye devam ediyor.
Başka bir umar, başka bir alternatif varmış gibi mevcut yönetimi beğenmeyenler, daha işleyiş nasıl olacak bu konuda 2 hafta sabredemeyenlerin taarruzu pes artık dedirtiyor.
Hele kayyum ile mevcut yönetim kıyası yapanlar yok mu? Anlaması mümkün değil.
Sanırım bazıları kayyumu bir yerde hazır halde bekleyen, hazır bütçesi olan ve ona emanet edilen şeyi başarı ile yönetecek bir topluluk zannediyor.
Yahu kayyum dediğimiz şey devlet kurumlarından toplanan bir heyet ile yönetilebilecek yeri atandığı kurumun var ise kendi bütçesi ile yöneten yoksa yönetilebilecek yeri kalmamış diyerek kapatan bir görevlendirme şeklidir.
Bir tarafta kulübün durumunu biliyormuş gibi yapan diğer taraftan kayyum diye öneride bulunanların ya cahil ya da Eskişehirspor sevgisi zedelidir.
Diğer konu ise sosyal medyada sanki takımın başında bir yönetim yokmuş gibi sürekli iç işleyişe müdahale etmeye, oturduğu yerden tarifte bulunmaya ve transfer süreci gibi kritik bir işin her detayını öğrenmeye çalışanların sabırsız ve izansız paylaşımlarını görüyorum.
Ben eski kafalı olduğum için çok garip geliyor olabilir. Lakin benim bildiğim böylesi hassas konular kapalı kapılar arkasında hatta tüm yönetim kurulunun bile bilmediği şekilde ilerler.
Kamuoyuna yansıyacak bir yanlış söylem ya da rakam tüm süreci darmadağın edebilir. İkna edilmişleri caydırabilir ve büyük bir gizlilik içinde yürümelidir.
Niye sürekli birilerinin çıkıp transferi açmak için çabalıyoruz, şu kadar imza kaldı diye açıklamasını istiyorsunuz ki?
Tahmin ediyorum ki zaten bir aşama, olumlu bir durum olursa yönetim kurulu da çıkar ve müjdeyi herkesle paylaşır.
Zor, kritik, sancılı bir dönemi daha ilk durakta eleştirerek ne elde edeceğiz? Argo tabir ile sürekli Eskişehirspor yönetimine gömerek, al aşağı etmeye çalışarak ne kazanacağız? Derdimiz üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi?
Bir de siyaseten istemezükçü bir jargon bellenmiş.
Normalde buna itiraz etmem ama Eskişehirspor’un bu tavrı için artık çok geç değil mi?
AK Parti merhum Kemal Unakıtan ile destek olurken sesi çıkmayan,
Nabi Avcı döneminde destekler sunarken itiraz etmeyen,
Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri siyasi oluşum değilmiş gibi onlardan destek isterken,
Zihni Çalışkan bazı kaynaklara aracı olurken siyasete buluşmamış gibi,
Şimdi Erkan Koca meclis üyesi olunca mı Eskişehirspor siyasete bulaştı.
Sevgili dostlarım, güzel kardeşlerim lütfen yapmayın.
Rampa çıkmaya çalıştığımız, gücümüzün sınırlı olduğu ve yokuşun altında bizi bekleyen kara deliği bilmezmiş gibi davranmayın.
Pes etmek, vazgeçmek, adam seçmek gibi lükslerimiz yok.
Nasıl olur, nasıl yapılır bilmem ama bunu yapmak isteyenlere destek olalım.
İnşallah olmaz ama amatöre düşersek birbirimizle kavga edecek çok zamanımız olacak. Muhasebeyi o zaman yapalım olur mu? Şu an bir faydası yok çünkü!