Eskişehir'de Trafik Kaosu

Dün saat 17.00 civarıydı…

Sevgili Sedat Aydoğan ile ofisten çıktık. 18.00’de Tülomsaş civarında bulunan Kaldi Coffee’de gazeteci arkadaşlarla bir buluşmamız vardı.

Ben tam adalar tarafına yönelip yürümeye başladım ki, Sedat seslendi arkamdan “Müdür, arabayla gidelim. Dönüşte buraya kadar dönmeyim” dedi.

Keşke kabul etmeseydim, keşke araba yerine ısrar edip “yürüyelim” deseydim.

Çünkü 17:10 civarı başlayan ve yürüyerek hepi topu 5 dakika sürebilecek bir mesafeyi ne yazık ki araçla tam 1 saat 10 dakika sonunda tamamlayabildik.

Normalde Sivrihisar’a gidilebilecek kadar uzun bir sürede toplam 1 km yol kat etmenin stresi

İnsanı soktuğu olumsuz ruh hali ve o süreçte yapılan zaman ile yakıt israfını düşünürsek bu duruma neden bu denli büyük tepki gösterdiğim anlaşılır diye düşünüyorum.

Eğri oturup, doğru konuşalım.

Hiç romantizm falan yapmaya çalışmayalım. Eskişehir’de trafik sorunu artık bir kaosa dönüşmüş durumda.

Sebepleri biliyoruz, gerekçeleri anlıyoruz ama çözüm konusunda herhangi bir hamle olmamasını artık anlayışla karşılayacak durumda değiliz.

İnsanlara araç kullanmayın, trafiğe çıkmayın diye dikte edecek bir kural veya yasa olmadığına göre artık gerekçe değil çözümü konuşmamızın vakti geldi de, geçiyor bile…

Çünkü bazı mevcut uygulamaları anlamak ve yorumlamakta gerçekten zorlanıyorum.

Sadece dün üzerinden bazı örnekler vereyim.

Haller Gençlik Merkezi yanında tek yönlü bir kestirme yol var. Bu yol normal koşullarda trafiği rahatlatsın diye açılmadı mı?

Peki, neden mütemadiyen bu yol kullanıma kapatılıyor? Ne faydası var?

Zira oradan geçeceğim diye gelen araçlar eli boş döndüğü için ya ESPARK tarafını ya da Cengiz Topel caddesini, peşi sıra Şair Fuzuli caddesini yoğunlaştırmak zorunda kalıyor.

Mantık olarak işi kolaylaştırmaktan ziyade zorlaştıran bir iş…

Yine bölgede bulunan bazı ışıklara sürücülerin uymaması ve bu kuralsızlığın çevrede bulunan trafik polislerini göre göre rahatça yapılmasından büyük rahatsızlık duyuyorum.

Bir düşünün Büyükerşen Bulvarı, Espark kavşağından İsmet İnönü caddesine dönüş yapacak ışıklardasınız. Üniversite tarafından gelen araçlar yeşil, kırmızı ışık sallamadan akışına devam ediyor. Siz size 3 kez yeşil ışık yanmasına rağmen bir adım gidemiyorsunuz. Üstelik 30 metre ötede trafik ekipleri var ve onlarda bunu sizin gibi izliyor. Arkada oluşan yığılma, sürekli çalan kornalar ve insanların isyanını bir an gözünüzde canlandırın.

Tabi sorun tek bir gün ve tek bir bölge ile sınırlı değil.

Bu şehirde konser, etkinlik, maraton v.s. hiç eksik olmuyor.

Haliyle zaten yetersiz olan ana yolların sıklıkla bu etkinlikler için kapatılması, insanları fazlaca mağdur ediyor.

Tüm uyarılara rağmen caddelerde park ihlali, mal indirme bindirme saatlerine uyulmaması, 2. şerit üstünde rahatça duraklayanlarla ilgili başıboşluk alıp başını gidiyor.

Tramvayın geçiş üstünlüğü ve ışık sisteminin kaldığı yerden değil, sıradaki ışıktan devam etmesi bekleme sürelerini inanılmaz uzatıyor.

Bir de mevcut ışıkların sayısının yeniden düşünülmesi ya da süreleri ile ilgili en azından yeni bir plan yapılması artık elzemdir.

Kalkıp bu sorunu çözün, hiç sıkıntı olmasın diyemem. Bu haksızlık olur. Ama var olan sorunu biraz azaltın, biraz hamle yapılsın diye beklemek de hepimizin en tabi hakkıdır.

Tek yön, çift yön uygulaması olur, radikal kamulaştırmalar ile yeni yollar mı açılır, denetim ve ceza sistemi mi daha ağır işler bilemem.

Ama şehri yönetenler, trafikten sorumlu yerel yönetim ve emniyet birimleri lütfen bizim gibi olan biteni seyretmesin. Bu kaos böyle gitmez..