Uzun yıllardır muhalefetin iktidara yönelttiği ve adeta sekmez bir istikrarla sürdüdüğü bir eleştiri vardır; ‘’İktidar,özellikle zorlu ekonomik dönemlerde ya da siyasi krizler esnasında suni gündem yaratarak kamuoyunun odağını bertaraf eder.’’
Yeri gelir, işsizliğin zirve yaptığı, dövizin dalgalanıp ekonominin uçurumun eşiğine dayandığı bir dönem Ayasofya’nın ibadete açılmasıyla perdeye itiliverir.
Yeri gelir, tam da seçim arifesinde Karadeniz’de trilyon dolarlık doğalgaz rezervi bulunur.
İktidar kendi gerçekliğini yaratır; atı alır, Üsküdar’ı geçer. Fakat hakkı teslim edilmelidir ki bu işi büyük bir ustalıkla, doğru zamanda doğru hamlelerle yapar. Yaratılan hiçbir gerçeklik toplumu isyan ettirecek eğretilikler içermez. Bilakis tabanını ekseriyetle ikna eder.
Son bir ayını gerçek gündemden olasıyla kopuk bir erken seçim diskuruna ayıran CHP’nin aksine…
Yakın vadede bir erken seçim beklemiyorum. iktidar’ın seçim kararını alabilmek ve vakti geldiğinde ‘’seçim ekonomisi’’ uygulayabilmek için ekonomide düzelme bekleyeceği gerçeği bir yana çok daha temel bir sebebim var: Halkın tabii bir erken seçim talebinin olmaması.
Evet, halktan bu yönde bir talep yok. İktidar kendi tabanını geçtiğimiz yılın aksine ekonomik parametrelerin iyiye gittiğine şimdilik ikna etmiş vaziyette. Muhalif taban ise CHP yönetiminin iddia ettiğinin aksine birçok sebepten ötürü erken seçime hazır değil.
Bu noktada oluşturulmak istenen erken seçim gündemi Ak Parti’ye geçmişte yöneltilen eleştirilerden farksız biçimde suni ve hatta fazlasıyla buyrukvaridir.
Kimi önemli gazeteciler, bir muhalefet lideri, partini temsil eden belediye başkanları çok yakın zamanda tutuklanmış. Bir otelde yarısı çocuk 78 kişi ihmaller ötürü can vermiş. 6 Şubat depreminin geride bıraktığı acılar yıldönümü neticesinde ayyuka çıkmış. Gelin görün ki halkın tartışması beklenen, televizyon programlarında saatlerce konuşturulan mesele parti içi ön seçim oluyor.
2024’te el değiştiren yerel yönetimlerde kendini kanıtlamaya vakit bulamamış belediye başkanları, sokaklara erken seçim çağrısına çıkıyor.
Ekonomi, eğitim, sağlık, tarım, savunma programlarınız hazır mı? Esad'ın yıkılmasına “12 saat kala” masaya oturmak fikrindeydiniz; şimdi Ortadoğu planınız nedir?
Mavi vatan mı mavi masal mı? Cumhurbaşkanlığı sistemine tamam mı devam mı?
Gündemimiz yoğun, cevaplanacak suallerimiz bol. Görünen o ki vaktimiz de var. “Ekrem Bey mi aday olmalı, Mansur Bey mi?” diye başladık, öyle de hitama erdirelim: Cevap bugün için ikisi de değil. “Acele ile kılıç kuşanılmaz.”