Emine Edizgil’in ataması yapıldıktan sonra da sular durulmadı.
Partide olmalı, olmamalı falan derken içeride sesler yükselmeye başladı.
Sonra tansiyon azaldı, partide taşlar yerine oturmaya başladı.
“İyi Parti artık şehirle hemhal olur” derken…
Parti genel merkezinden çıkan şok bir karar teşkilatlara ulaştı.
“Seçimlere teşkilat seçimleri yapılarak girilecek”
+++
Soğumaya başlayan su, aniden fokurdamaya başladı.
Parti kurucularından tutun partinin her kademesinde görev almış isimler birden ayaklandı.
Tüm listeler masaya serildi, hesaplar yeniden yapılmaya başlandı.
Delege seçimleri öncesi dengeler yeniden kurulmaya başlandı.
İl ve İlçe Başkanlıklarına talip olanlar geceli gündüzlü koşuşturmaca içerisine girdi.
Pek çok toplantı pek çok özel görüşme birbirini kovaladı.
+++
Bu yoğun tempo içerisinde ne mi oldu?
Sinirler iyice gerildikçe gerildi.
Delege seçimleri bir şekilde atlatıldı…
İlçe seçimleri heyecanı kapıya dayanınca artık herkes içindekini ortaya dökmeye başladı.
Sosyal medya başta olmak üzere çeşitli platformlardan birbirine rakip olanlar eleştiri yağmuruna başladı.
Birbirlerini suçlamalar artık sert cümlelerle yapılmaya başlandı.
Bu kaos içerisinde herkesin bir fikrinin olduğu, kimin kimi desteklediğinin belli olmaya başladığı bir ortam oluştu…
+++
Seçim sonuçlarına bakınca, ben dahil (ki buradan bir yazı yazmıştık) Mevcut Başkan Edizgil’in artık seçimi kazanacağını söyledik.
Aaa bir de baktık ki, iki gün sonra tüm masalar dağıtılmış, herkes birbirinin yanından ayrılmış yeni ve farklı hesaplar yapılmaya başlanmıştı.
‘Hayda ne oluyor?’ derken partideki rüzgarlar yeniden sertleşmeye başladı.
Yukarıda söylediğimiz karşılıklı atışmalar yeniden başladı.
İşte ne olduysa dananın kuyruğu burada koptu.
“Partiye gönül veren taban tüm bu yaşananlardan artık iyiden iyiye rahatsız olmaya başladı”
Homurdanmalar üye bazında başladı.
Partinin bu kadar ikilem içerisinde kalıp bunca sert bir yarış içerisinde olmasına epeyce kızdılar…
Aday olanlar, olmak isteyenler, olanlar, vazgeçenler derken delegede de fikirler değişmeye başladı.
+++
İşte Emine Edizgil, tam da bu noktada seçimi kazandı!
Nasıl mı kazandı?
Hemen söyleyelim;
“Susarak!”
Tabanda çekişmelerin ayyuka çıktığı dönemde evet sustu Edizgil…
Biliyorum, yaşanan pek çok olaydan en büyük rahatsızlığı kendisi hissediyordu ama;
Adına “İlm-ül siyaset” dediğimiz politikayı çok iyi uyguladı.
Kendisi bir anda partinin hoşgörülü adayı imajına döndü.
Bu da anlatageldiğimiz tüm olumsuz gelişmelerden rahatsız olan delege için sevimli bir profil oluşturdu.
Ki tam da seçimden önce Edizgil’den gelen “Birlik beraberlik mesajı” Edizgil’in tabanda yarattığı bu profili daha da güçlendirdi.
+++
Böylesi bir havanın birkaç gün sonra yapılacak kongrede sandığa yansımaması mümkün değildi.
Öyle de oldu…
Mevcut Başkan Emine Edizgil bize göre duruşuyla kazandı, ekibine kazandırdı.
Bu vesileyle kendisine, ekibine ve partisine hayırlı olsun dileklerimi sunuyorum.
Peki İyi Parti bundan sonra ne yapmalı?
Bu konuyu da önümüzdeki günlerde bol bol konuşacağız…