Delege Değil, Seçmen Seçiyor Arkadaş!

Eskişehir’den kamuoyu şu an Nebi Hatipoğlu’nun dün bizlere yaptığı açıklamalara odaklandı ve şimdiden tartışmalar başladı.

Bu konuyu önümüzdeki günlerde ziyadesiyle konuşacağımız için bugün bu konuyu es geçiyor ve geçtiğimiz günlerde dikkatimi çeken bir yazıya değinmek istiyorum.

Söz konusu yazı Diken.com.tr’den Altan Sancar’ın CHP’nin Eskişehir analizini yapan yazısı…

Kendileri buna haber demiş ama salt ve eksik bilgilerle kaleme alınıp, kişisel yorum ve tahmin katıldığı için haberden ziyade yazı demeyi yeğliyorum.

Bu yazı ya da analizin dikkatimi çekmesinde bazı sebepler var.

Birincisi zaman zaman Eskişehir’de de bazılarının yaptığı hataya düşülmüş.

Tüm kanaat ve yorumlar delege seçimleri üzerinden değerlendirilmiş.

İkincisi Eskişehir’in nabzını tutmadan, oturulan yerden ve belli ki CHP içinde Kazım Kurt’u çok seven biri ya da birileri ile konuşulup Eskişehir gerçeklerinden uzak bir sonuç çıkartılmış ya da bunu çıkartmak için zorlanmış ama baştan belirteyim ki olmamış.

Mesela Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Yılmaz Büyükerşen ile Kazım Kurt kapışıyor demiş, Ahmet Ataç’ı göze sokar gibi yok saymış, hani şanslar eşit falan da dememiş, direkt taca atmaya kalkmış.

Üstüne üstlük “Ataç, kendi ilçesindeki delegelerin tamamına hükmedemediğinden, mevcut güç merkezine göre konumlanmayı tercih ediyor.” Diyerek yazısındaki niyeti bana göre alenen belli etmiş.

İl Başkanı Recep Taşel’i sadece Odunpazarı Belediyesi’nin İl Başkanı gibi lanse etmeye kalkmak, bir partinin PM adayının seçilmemesini neredeyse parti için zafer ilan edilecek bir algıya sokmak da cabası.

Devam edelim,

Bakın delege bir parti için son derece önemli, değerli bir paydaştır. Ancak genel seçim, yerel seçim sonuçlarını delegeler değil seçmen belirler.

Yani vatandaşın oyunu alamazsan kaç delegenin olduğu, kaçının kurultaya gittiği, il yönetiminin kime yakın, uzak olduğunun pek bir önemi kalmaz.

O noktaya bakılınca da karşımıza çıkan sonuç tablosu da bu tezi doğruluyor.

Altan Sancar keşke bu analizi yaparken Eskişehir sonuçlarına baksaydı ancak bakmış ve yer vermek istememiş olabilir.

Çünkü

2018 yılındaki seçimde Tepebaşı Bölgesinde Milletvekili seçimlerinde CHP’ye yüzde 47,72 (75 bin 30 kişi) oy çıktı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 41,75 (96 bin 724 kişi) oy çıktı.

2019 yerel seçimlerinde Tepebaşı bölgesinden CHP’ye yüzde 56,27(124 bin 194 kişi) oy çıktı.    

2023 yılındaki seçimde Milletvekilliği seçiminde yüzde 34,57 (90 bin 118 kişi) oy çıktı.

İttifak olarak ise Tepebaşı Bölgesinden yüzde 49,47 oy çıktı.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tepebaşı Bölgesinden Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yüzde 51,60 (134 bin 971 kişi) oy çıktı.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2’nci turunda Kemal Kılıçdaroğlu’na Tepebaşı bölgesinden yüzde 57,10 (144 bin 125 kişi) oranında oy çıktı. 

Bu sonuçlar az önce belirttiğim gibi seçim kazanmak için delege analizi değil seçmen eğilimi ve tercihleri gerektirdiğini bir kez daha doğrular nitelikte.

O yüzden nasıl genel merkezler Eskişehir ile ilgili yorum ve değerlendirme yaparken bazen hata yapıyor, doğru okumalar ve tercihler sorunu yaşıyorsa, biz bile Eskişehir’de zaman zaman net analizler yapamıyor, yanılıyorsak, uzaktan şehir havasını almayanların analizleri de hatalı olabiliyor.

Ya niyet sorgusu ile ilgili şüphe içerebiliyor.

İşte bu yüzden hiç tartışmayalım. Birbirimizi ikna etmek aday olmak ya da seçilmek için yeterli değil. Bir yerde biz hiçlik makamıyız diyelim.

Kimin ne dediğini ne tahmin ettiğini boş verelim.

En güzel analiz, araştırma sonucu, anket, tahmin sokaktır, seçmendir.

Oraya inelim, oraya bakalım, ona göre konuşalım…