Özellikle, 31 Mart Yerel Seçimleri öncesinde AK Parti adayı Hatipoğlu ve CHP adayı Ünlüce arasında büyük tartışmalara neden olan "temiz içme suyu" konusunda "Çifteler Projesi" Ayşe Ünlüce tarafının sunduğu çözüm önerisi olarak ön plana çıktı. Bu proje 2021 tarihinde onaylanmış olmasına karşın gerekli çalışmalar beklenen hızda tamamlanamayınca 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde yeniden gündeme geldi.
Ayşe Ünlüce, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı olunca da onunla özdeşleşen diyebileceğimiz "Sakarbaşı Su Projesi"nin akıbeti, son günlerde güçlü tartışmalara neden olmaya başladı. Uygulayıcı pozisyonda olan Devlet Su İşleri (DSİ) cephesi son olarak CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan'ın konu ile ilgili verdiği soru önergesine özetle;
"2021 yılında gerekli protokolün imzalandığını ve EBB'ye gönderildiğini, gerekli raporlamaların ve planlamaların da 2024 yılı sonuna kadar tamamlanmasını hedeflediklerini ve proje maliyetinin bugünün fiyatları ile yaklaşık 14 milyar TL olacağı" şeklinde bir cevap verdi.
Bu son gelişme sonrasında 2024 yılı sonunda başlatılacak yapım projesi ile Çifteler suyunun Eskişehir'e getirilmesi beklentisi kamuoyunda büyük beklenti yaratmaya başladı.
Peki, bu proje Eskişehir şehir merkezinin içme suyu sorununu ne kadar çözecek? Fiyat-performans anlamında ne denli güçlü bir yatırım olacak? Bu proje Eskişehir'in ekolojik yapısına zarar verecek mi? Bu soruların cevabını DSİ'nin vereceği raporlar bize anlatacak. Şimdiden bu konuyu tartışmanın bir manası yok diyebilirim. Yine, Çifteler'deki Sakarbaşı suyunun yılın hangi dönemlerinde alınabileceği ya da ne kadarının kullanılabileceği de henüz muallak. Belki de Çifteler suyu yılın çok dar bir döneminde kullanılabilecek ve verimliliği düşük olacak. Bu 14 milyar TL yatırıma değer mi? Bence değmemeli.
Burada mesele tam olarak para da değil. Ben şu anda elimizde bölge ile ilgili teknik raporlar olmadığı için ihtimaller üzerinden konuşuyorum ancak; örnek veriyorum 2-3 aylık bir periyotta kullanılabilecek ve Çifteler'deki doğal hayatı olumsuz etkilemesi kuvvetle muhtemel bir projeye evet demeli miyiz? İşte asıl mesele bu.
Kimseyi töhmet altında bırakmak istemem bunu baştan söyleyeyim. Eğer oradaki suyu DSİ Eskişehir şehir merkezine aktarmak isterse aktarır. Bölgede yapılacak ÇED çalışmaları ve ortaya çıkacak raporlar birçok kez, bir çok yerde olduğu gibi amiyane tabirle kitabına uydurulacak. Sakarya Nehri'nin doğum yerinde yaşayan canlılar bu projeden olumsuz etkilenecek. Bölgenin ekolojik yapısı bozulacak. O zaman, bu durumun sadece canlılar üzerinden negatif etkileri gözlemlenmeyecek. Çifteler Ovası'nın mikro kliması değişecek. Çevredeki dereler kuruyacak. Yer altı suları zaten 250 metre civarlarına kadar çekilmişken daha da derinlere gidecek. Bu da yer altı sularının oldukça azaldığı anlamına gelecek. Zaten şu anda Çifteler'de yer altı suları yüksek oranda azalmış durumda.
Bölgede yoğun şekilde tarım yapılıyor. Tarımsal sulamada daha çok salma ve yağmurlama sulama sistemleri kullanılıyor. Çifteler benim memleketim. Bölgeye çok hakim biri olarak bunları konuşuyorum. Teknik konuları da lisans eğitimini biyoloji, yüksek lisans eğitimini ise hidrobiyoloji ve ihtiyoloji üzerine tamamlamış biri olarak sizlere bu projenin sıkıntılarını anlatmaya çalışıyorum. Yoksa ukalalık etmek istemem...
Konuya dönersek; Çifteler'de benim çocukluğumda bundan yaklaşık 25-30 sene önce yerin 3 metre altından su çıkardı. Hatta Sakarya Mahallesinin "çayır" dediğimiz bölgelerinde yüzeye çok yakın olduğu için yeni yapılacak evlerin temeli atılamazdı. Su çektirilir öyle atılırdı. Çifteler'de 15-20 tane içme suyu tulumbası, birçok hayrat tarzı çeşme vardı. Bugün bunların neredeyse tamamı kapandı. Çünkü kaynakları kurudu. Çifteler'de çiftçiler suyu hoyratça kullanırdı eskiden. Şimdi ise yüksek maliyetler ile derin kuyu açtırmak zorunda kalan birçok çiftçi var. Çifteler bulunduğu konum itibariyle de kuraklığa müsait, karasal bir bölgede olduğu için bu ilçenin önümüzdeki 10 yılda kuraklıkla ciddi mücadele etmesi gerekiyor. Çiftelerde yaşayan 15-20 bin kişinin suyu 25 senedir hatta daha öncesinden tabiri caizse hoyratça kullanması bile ilçede bu denli kuraklık tehdidi yaratıyorsa, "Sakarbaşı Su Projesi" ilçeye büyük zararlar verebilir.
Şunu da anlatmadan geçmek istemem. Şimdi, soranlar olacaktır. "Bu su yer altından değil, Sakarya Nehri'nden ıslah edilmeyecek mi?" diye. Evet, ama suyun altı üstü yoktur. Bütün kaynaklar birbirini besler. Sakarya, kollarından, yer altı sularından ve yağışlardan besleniyor. Zaten Çifteler'de yer alan bazı ufak kollar kurumuş durumda. Yer altı sularının durumu ortada, yağışlar da eskiye nazaran azaldı...
Duruma böyle bakınca Çifteler suyunu 14 milyar liraya taşımak (elbette raporları ve çalışmaları net rakamları ile görmek lazım) bana çok makul gelmiyor. Üstüne üstlük doğal hayata inanılmaz bir zarar vereceğimiz kesin diyebilirim.
Bunu DSİ'yi karşıma alarak açıklıkla söylemekten de kaçmıyorum. Ben DSİ'ye güvenmiyorum. Rahmetli Süleyman Demirel, DSİ Genel Müdürü iken Amik Gölü'nü kurutma kararı almıştı örneğin. Sonra bunun çok büyük bir hata olduğunu herkes kabul etti. DSİ'nin böyle çok fazla yanlış hamlesi mevcut. Bu sebeple söylüyorum ki Çifteler Projesi gündemimizde olsun, oradan su getirelim ve sorunu çözelim tamam. Ama bence birkaç farklı alternatif projeye daha çalışılması gerekiyor. Eskişehir alternatif yaratmak zorunda. Çifteler olmazsa susuz mu kalacağız?
Civarda yapılacak çalışmalar ile Eskişehir'in su sorununa benzer maliyetlerde farklı çözümler üretilebilir. Bunları göz ardı etmemek gerek. Şimdilik bu konuyla ilgili söyleyeceklerim bu kadar olsun...
Herkese sevgiler, saygılar...