CHP Genel Merkezi aday adaylığı başvuruları için bir genelge yayınladı.
Genelge ile Belediye Başkanları ve Meclis Üyeleri ile ilgili önemli bir tavsiye var.
İstifa etmemeleri tavsiye ediliyor.
Tavsiye deyince kulağa yumuşak gelebilir ancak bu ciddi bir uyarı!
Parti açıkça istifa edebilir, aday adayı olabilirsiniz ama aday olamazsınız diye, aba altından sopa gösteriyor.
Son derece anti demokratik ve rahatsızlık veren bu karara CHP içinde sevinen, favori adaylar listeye giremeyecek diye zil takıp oynayanda var. Karara öfkelenen, isyan eden ama parti ile sorun yaşamayım diye en ufak tepki gösteremeyen de var.
Bu durum Türkiye’de adaylığını düşünen pek çok kişiyi etkilediği gibi Eskişehir’i de etkileyen bir karar.
Belki liste başı olabilir dediğimiz Yılmaz Büyükerşen başta olmak üzere İbrahim Arslan, Nuray Akçasoy, Mustafa Önder, Figen Kahya gibi milletvekili aday adayı olmak isteyen nice ismin önü tıkanıyor.
Hele Kadir Kodak gibi aylar önce istifasını sunmuş ve bugüne kadar maddi manevi çaba fedakârlık yapmış bir ismin ne düşündüğünü tahmin bile edemiyorum.
Ancak asıl üzücü olan şey bunun da bir tık ötesi…
CHP bu kararın arkasında duramayacak.
Yani bu karar tüm CHP’lilere eşit bir şekilde uygulanmayacak ve bazı istisnalar olacak.
Ve bu istisnaların pek çoğu bu karara imza atan isimlerin yakını, tanıdığı ya da desteklediği isimlerden oluşacak.
Demem o ki çoğu isim bu karar yüzünden hedeflerini, hayallerini 5 sene daha ertelemek zorunda kalacak. Karara uymayanlar ise avantajlı olacak.
Bana göre meclis üyeleri kendilerini hiç üzmesin, versinler istifalarını ve aday adaylığı için başvurularını yapsınlar. Zaten bazıları tarafından çiğnenecek olan kuralı herkes çiğnerse o kuralın parti nazarında bir hükmü kalmaz değil mi?
Tabi bu kararın gerekçesi üzerinde de durmalıyız.
Çünkü kararı almak için öne sürülecek sağlıklı bir gerekçe yok.
Malumunuz belediye meclis üyeleri istifa ederlerse yerlerine yedek meclis üyesi geliyor. Bu durumda herhangi bir partinin elindeki çoğunluk değişmez.
Tek handikap İstanbul gibi meclis çoğunluğu başka, belediye başkanı başka partiden olan şehirlerde yaşanır.
Bunu da meclis çoğunluğuna sahip olmadığımız şehirlerdeki belediye başkanlarımız istifa edemez diye yayınlar ve tüm sorunu çözersin. Ama genelleyemezsin.
Bence bu kararın altındaki tek sebep, CHP tarafından ittifak içinde yer alan DEVA, Saadet, Gelecek veya Demokrat Partiye milletvekili listelerinde yer açmak.
Mesela Eskişehir’de Saadet Partisinden Fesih Bingöl, DEVA’dan İsmail Ateş , Demokrat Parti’den Hüseyin Özcan listede seçilebilir ilk 2 sıra içinde olursa sürprizde olmaz kaos da çok yaşanmaz.
Ama Nuray Akçasoy, İbrahim Arslan gibi bizzat Hoca tarafından desteklenebilecek bir meclis üyesi aday olursa o zaman listeyi yapmak zor ve kaotik olacaktır.
Tüm bunları düşününce bu seçimde aslında en zor işlerden biri Yılmaz Büyükerşen’e düşüyor.
Büyükerşen’in çok değer verdiği ve koordine konusunda tecrübeli meclis üyesi Aydın Ünlüce önemli bir rahatsızlık geçirdi ve bir süre mecliste yer alamayacak.
Yine Büyükerşen’e yıllardır yarenlik eden Nuray Akçasoy, yerel yönetim, hesap kitap, yönetmelikler konusuna çok hâkim İbrahim Arslan gibi tecrübeli iki meclis üyesi, Mustafa Önder gibi ona sıklıkla refakat eden bir isim ve Figen Kahya gibi katipliği yapan meclis üyelerinin hepsi aday adaylığı için gün sayıyordu.
Hoca adaylığı düşünmeyi bir kenara bıraktı ve belediye seçimlerine kadar bu işe odaklanacak. Haliyle yanında yer alan meclis üyelerinin hepsine “gidin aday olun” demez, diyemez.
Sevgili Ünlüce’nin olmadığı birkaç aylık süreçte mevcut, deneyimli meclis üyelerinin hepsini birden kaybetmek istemez.
Gel gelelim Hoca’nın desteğini ve iznini almadan aday adayı olan meclis üyesinin listede aday olması da pek mümkün değildir.
Bu yüzden tahminim odur ki bugün ve yarın hem Yılmaz Hoca için hem de meclis üyeleri için zor saatler yaşanacak.
Ve tahminim odur ki istifa eden meclis üyesi genel merkez kararından muaf tutulacak isim olacaktır.
Dipnot: Ak Parti Yeni İl Başkanını temayül yaparak belirledi. Sandıktan çıkan isim Süleyman Reyhan’mı değil mi? Bunu bilemiyoruz, bilemeyiz de ama parti kendisine biat partisi diyenlere karşı teşkilatın nabzını tutan bir hamle yaptı. Biatçı olarak suçlanan Ak Parti bunu yaparken demokratik olarak kendini konumlayan CHP’nin yaptıklarını savunanlar “kazanmak için her yol mubah” diyenlerdir. Bu notu da buraya ekleyelim. Daha sonra uzun uzun anlatırız.