Efendim Eskişehir’de faaliyet gösteren bir STK şehirdeki diğer dernek ve sivil toplum kuruluşları ile ilgili bir iletişim kiti oluşturmak istiyor.
Bunun için resmi yol izleyelim deniyor ve bu STK’da çalışan bir görevli il dernekler masasının kapısını çalıyor.
Eskişehir’de olan tüm dernek ve STK’ların adres ve telefonlarını içeren bir dosya talebinde bulunuyor.
Görevli memurlar ise bunun ancak yazılı dilekçe ile sağlanacağını söylüyor.
Tamam diyen STK görevlisi geri dönüyor, bir dilekçe hazırlıyor ve tekrar dernekler masasının kapısını çalıyor.
Ancak dilekçesi kabul olmuyor. Dilekçede mutlaka başkanın imzası olmalı denilerek yeni bir dilekçe hazırlanmasını istiyorlar.
STK görevlisi dönüyor ve bu kez yeni bir dilekçe hazırlayarak tekrar dernekler masasına sunuyor.
Dilekçesi kabul ediliyor ve talep ettiği bilginin yazılı bir şekilde kendilerine iletileceği söyleniyor.
Aradan 2 gün geçiyor ve ilgili STK’ya dilekçesi ile ilgili cevap geliyor.
Ancak cevap sürecin kendisi gibi gayet şaşırtıcı…
Talep dilekçesine cevap metninde aynen şu yazıyor
-Talep ettiğiniz adres ve telefonlara Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün İstatistikler bölümünden, derneklere ilişkin istatikler bölümünden, İllere ve faaliyet alanlarına göre dernekler alanından ulaşabilirsiniz.
Dostlarım bu şaka değil, gerçek…
Sözlü talebin kabul edilmediği, 3 kere yazılı dilekçe verilen talep için bürokrasi cevap olarak “internet sitesi” adresi veriyor.
Burada kişilerin ya da ilgili birimin bir suçu yok. Ne yazık ki ülkemiz bürokrasisi internete rağmen hantal işliyor. Bir türlü istenen devrimi yapamadı ve ortaya buna benzer nice komik şey çıkıyor.
Araba ruhsatına bir şey işletirken, bir dosya dilekçesi hazırlarken, kamuya bir borç öderken dahi bu bürokratik angaryaları aşamıyoruz.
O yüzden bu örnek aklınızda olsun, kimi işlerin bazen neden uzadığı ya da ağır aksak işlediğini anlamanız adına bence yeterli bir örnektir bu durum.