“Herkes her şeyin en iyisini bildiği için;
Kimse, diğer hiçbir şeyi bilmeyenlerle bir araya gelmiyor!”
Durum böyle olunca, ortaya çıkmayan güç birliği kente dair pek çok değeri yitirmemize sebep oluyor.
Geçmişte bunun acı tecrübelerini defalarca yaşadık.
Bugün de durum farklı değil!
Eskişehirspor bunun en acı örneğidir.
Herkes sığınmış bir bahanenin arkasına, “Eskişehirspor’a yardım etmekten bıktık” diye…
Hadi hepsi tamam da bir borç dosyasını kapatmaktan aciz bir şehir de olmayalım.
Siyaset edenlerden tutun, kentin güçlü STK’larına kadar bir araya gelip Ankara’dan bir çevreyolu işini isteyemiyoruz.
Komşular, bütün gücüyle Ankara’ya gidip işlemeyen, işletilemeyen havalimanı için milyonlarca Euroluk havalimanı yatırımını koparırken;
“Bizdeki sahipsizlik, çatır çatır işleyen havalimanımızı bile az daha götürecekti”
Boşa akan şifalı yer altı sularımızdan tutun;
Söz verilip yapılmayan uydu kentlere varana kadar hiçbir şeyi kazanamayan bir şehir haline geldik iyi mi!
İşte tüm bunların sebebi, başta söylediğimiz o malum sebep!
“Çekememezlik, çok bilmişlik, ego, kibir vs.”
Artık adına ne derseniz deyin;
Bırakın bir araya gelecek duyarlılığı, insanlar kendi içlerinde bile öyle bir kavgaya tutuşmuş ki;
“Bulsalar birbirlerini bir kaşık suda boğacak”
+++
Lafı farklı yerlere götürmeden, konumuza gelelim.
Sözü Uraysim Projesine getireceğim.
Bakın, Eskişehir’den ortaya çıkmış müthiş bir proje var elimizde.
Demiryolculuğun başkenti dediğimiz Eskişehir, bu unvanını Uraysim’le tescilleyecek.
Projenin ne olduğu, nasıl işleyeceği, şehre neler kazandıracağını artık papağan gibi tekrarlamaya gerek yok.
Kısaca;
“Uraysim kente kazandırıldığında binlerce istihdamdan tutun, yeni büyük yatırımlara kadar;
Oluşturacağı alt sanayiden, kente kazandıracağı katma değere dek büyük bir proje var önümüzde…
Sektöre ve şehre katacağı vizyon ile marka değeri saymıyoruz bile.
+++
Neyse…
Anadolu Üniversitesi’nin projesi bir şekilde başladı.
Binaları tamamlandı.
Ancak!
Testlerin yapılacağı rayların yapımı işinde şehirde bir tereddüt oluştu.
Bu rayların Alpu Ovasındaki tarıma büyük zarar vereceği öne sürüldü.
Büyükşehir Belediyesi, projenin bu bölümü için endişelerini mahkemeye taşıdı.
Mahkeme de gerekçeleri haklı bularak projenin 2. ve 3. Faz kısmını iptal etti.
+++
İşte bu karar şehre çok büyük bir ev ödevini kendiliğinden çıkardı.
Şimdi şehrin tüm bileşenleri bu projenin tamamlanması için bir şekilde bir araya gelmeli.
Tüm korkuların giderilmesi için bir fikir anlaşmasına vararak, projenin kalan kısımlarının uygun şekilde yapımının sağlanması için harekete geçmeli.
Bu şekilde hayata geçirilecek bir metot, projeyi hem daha hızlı hem de herkesin istediği biçimde tamamlayacak.
Ancak gelin görün ki, sürekli sözünü ettiğiniz “Bir araya gelememe kültürü” korkarım ki, Uraysim için de ortaya çıkabilir!
Böyle olursa, maalesef ki aportta bekleyen diğer iller projeyi kendi kentlerine anında çekebilir.
Bu yüzden, bu yazı vesilesi ile kente bir çağrıda bulunmak istiyorum;
“Lütfen her şeyi bir kenara bırakın da diğer konularda yapamadığınız bütünleşmeyi Uraysim için yapın”
Koskoca projeyi aranızdaki çekişmelere kurban etmeyin.
Umarım, bu çağrı destek görür.
Yoksa vah Uraysim’in haline…