Türkiye'de erken genel seçim söylemleri son günlerde ise iyice güçlenmeye başladı. Siyasi partiler farklı ortaklıklar ve ittifaklar ile seçime girebilir. Ancak ben bu konuyu bu yazımda işlemek istemiyorum. Bugün sizlere iktidar yarışında olacak iki siyasi partiden yani AK Parti ve CHP'den, Eskişehir özelinde gözlemlerimi aktarmak istiyorum. Son olarak da iki partinin rekabetini ulusal çapta değerlendirmeye çalışacağım.
Benim son dönemdeki gözlemim AK Parti, Eskişehir'de aldığı ağır mağlubiyet sonrasında toparlanma sürecine girmiş durumda. Parti içinde değişimi savunanlar, farklı düşüncelere sahip olanlar olsa da AK Parti'de birlik mesajları veriliyor. Elbette bunun yanında iki merkez ilçe başkanının İl Başkanı Gürhan Albayrak ve ona yakın isimlere cephe aldığı da apaçık ortada. Ancak AK Parti'de ilçe başkanları değişebilir ve bu değişim tabanda çok büyük rahatsızlıklara yol açmaz. Hatta AK Parti il başkanı değişikliğini bile kısa sürede sindirebilen ve yoluna devam edebilen bir yapıya sahip. Bu da AK Parti'de Recep Tayyip Erdoğan'ın 22-23 yıldır oturttuğu rejimden kaynaklanıyor. Direkt olarak en tepeden gelen kararları yerel en uç noktalara kadar uygulayan, ulaştıran bir yapıya sahip olan AK Parti, kendi kurduğu sistem içinde başarısız görünmüyor. Bu rejimi eleştirin ya da eleştirmeyin ama AK Parti'de sistem elemanları, dişliler değişse de çark dönmeye devam ediyor.
AK Parti Eskişehir'de asıl mesele dönen çarkları çeviren sistemin öncülerinin kim olacağı...
Seçim kararı henüz alınmadı, genel seçime belki çok zaman var ama AK Parti'nin bu seçimlere Eskişehir'de kimin önderliğinde gireceği büyük önem arz ediyor. Eski Bakan ve bugünün Eskişehir Milletvekili Ayşen Gürcan ile Milletvekili Nebi Hatipoğlu'nun öncü olarak göründüğü 31 Mart Yerel Seçimleri AK Parti'ye yaramadı. Bu iki öncü isim geriye çekilecek mi? Bu sorunun cevabı da AK Parti'nin olası bir erken seçimde ne denli başarılı olacağında çok etkili olacak.
Eskişehir'den yola çıkarak AK Parti'nin ulusalda durumuna da kısaca bakarsak;
Yerel seçimlerde ilk kez 2. parti konumuna düşen AK Parti, genel seçimlerde bu sorunu yaşamak istemiyorsa kesinlikle şu anki kadrolarda revizyona gitmek durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan zaten revizyon yapma kabiliyeti ile ünlü bir lider. Bence olası erken seçimde de Erdoğan'dan radikal hamleler görebiliriz. Aynı zamanda ekonomi konusunda da radikal hamleler gelebilir. Çünkü AK Parti seçimden zaferle çıkmak istiyorsa ekonomi, sığınmacılar konularında ivedi hamleler yapmalı ve kadrolarında güven tazeleme adına revizyona gitmeli.
Şimdi tekrar yerele gelirsek, Eskişehir'de AK Parti'nin olası bir erken seçimde, şu görünümde 1. parti olması mümkün değil. Eskişehir'in milletvekili sayısının yeniden 7'ye çıkma durumu da kuvvetle muhtemel hale gelmişken AK Parti'nin Eskişehir'de 3 vekil çıkarması çok sükseli bir iş olur. Eğer AK Parti ulusalda, dediğim hamleleri yapar ve güçlenirse bu sayı 4-3 AK Parti lehine bile dönebilir. Ancak makasın daha da açılması bence muhtemel değil. Bugünden daha kötü bir senaryoda ise AK Parti 5-2, 6-1 ya da 5-1-1 gibi senaryolarla çok daha büyük kabuslar da görebilir. Ancak bu durumların oluşması için CHP cephesinin de yapması gereken çok iş var. Yani, 5-2, 6-1 gibi vekil sayıları çantada keklik değil. Aynı zamanda erken seçimden 1. parti çıkma hususu da çantada keklik değil!
Şimdi gelelim Cumhuriyet Halk Partisi'ne...
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce'nin ilk seçiminde, Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen gibi bir efsanenin ardından yüksek fark ile kazanması CHP'nin Eskişehir yerelindeki gücünü adeta tazeledi. Yine, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın artık koltuklarını tamamen sağlamlaştırdıklarını görmek de 31 Mart Yerel Seçimlerinde, sandıktan sokağa CHP'nin gücünü artırdı. Bir de kırsal ilçelerde gelen sürpriz görünen zaferler CHP'nin ivmesini iyice yukaruya çekti.
Kağıt üzerinde bakıldığında, Eskişehir'de CHP cephesi çok güçlü, erken seçimde büyük bir sükse yapacak gibi görünüyor. Ancak her zaman evdeki hesap çarşıya uymayabilir. CHP'nin bu gücü iyi kullanması ve dikkatli olması gerekiyor. Elbette Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel merkez politikaları ve ulusal söylemleri de partinin Eskişehir'deki gücünde etkili kısımlar olacak. Bunun yanında yerelde ise bence İl Başkanı Talat Yalaz'ın ve Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un başını çektiği örgütçülük ve partililik söylemleri çok daha fazla güçlenmeli. Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce'nin de partiye dengeli yaklaşımları, destek veren söylemleri de çok önemli. Tepebaşı Belediye Başkanı Ataç cephesinden ise bu tarz söylemler duymaya Eskişehirliler zaten alışık değil. Tepebaşı tamamen belediyecilik odaklı çalışmaları ile CHP'ye katkı vermeye çalışıyor. Bu son söylediğim sakın yanlış anlaşılmasın. Tabii ki Büyükşehir ve Odunpazarı da belediyecilik çalışmaları ile partiye katku veriyor. Ancak bunun yanında özellikle Kazım Kurt partili bir belediye başkanı olduğunu ve parti rozetinin her zaman yakasında asılı olduğunu vurguladığı için Tepebaşı'nı biraz ayrı tuttum. Ayşe Başkan'ın da partiye Yılmaz Hoca'dan daha güçlü söylemlerle destek verdiği ortada.
Bunları neden anlatıyorum? Sonuçta şuraya varmak istiyorum...
CHP'de İl, ilçe teşkilatları ve belediyeler bir olmayı sürdürür, parti için güçlü şekilde çalışır ve kimse dengeleri bozacak bir güç hırsı içine düşmezse Eskişehir'de beklenen sonuçların alınması hiç zor değil. CHP'de tek korkutucu senaryo milletvekili adayları belirlenirken, 31 Mart seçimlerinde Büyükşehir adayının belirlenemesi süreci gibi kaotik bir işe girilmesi olur. "Yılmaz Hoca aday edilmedi.", "Kazım Kurt'un hakkıydı.", "Ünlüce doğru aday mıydı?" gibi söylemlerin oluşmasını sağlayacak hamleler bence CHP'ye zarar verir. Çok daha muktedir ve kararlı şekilde adayların belirlenmesi ve partinin tam tabiri ile tek yürek olarak bu isimler için CHP için çalışması en önemli nokta diye düşünüyorum.
Cumhuriyet Halk Partili belediyeler erken seçime kadar istenilen verimde çalışmazsa ve parti içi karışıklıklar olursa CHP'nin birinci parti olması çantada keklik değil. Bunu da unutmamak lazım. Ama daha olası bir senaryoda CHP, Eskişehir'de gülen taraf olmaya çok yakın. Sürpriz sıralardan milletvekili olan isimler de görmek mümkün olacak gibi geliyor.
Dediğim gibi önümüzde daha çok zaman var ancak bazı tablolar da yavaş yavaş şekillenmeye başlıyor. CHP'ye yerelde baktıktan sonra ulusala da bir göz attığımda Genel Başkan Özgür Özel'in keskin, sert öte yandan da yapıcı söylemleri olduğunu görüyorum. Ben Özgür Özel'n genel başkanlık tarzını beğeniyorum. Bunun yanında CHP'nin de erken seçime gidilirse en büyük kozu kötü eknomomi, emeklilerin kötü durumu, ülkedeki adaletsizlik ve vatandaşların kaybolan güvenini yeniden kazanmaya çalışmak olacak. Bu eksende bir politika ile birlikte AK Parti'nin atacağı ya da atmayacağı adımlar CHP'nin 1. parti olup olmayacağını ve iktidara gelip gelmeyeceğini belirleyecek. CHP'nin ulusal politikaları Eskişehir CHP için önemli olsa da ben CHP'nin yereldeki durumunun Eskişehir özelinde çok daha önemli ve etkili olduğunu düşünüyorum.
Bence erken seçime gitmeye hazırlandığımız bu dönemde iki güçlü siyasi parti AK Parti ve CHP'den ilk gözlemlerim bu kadar. Süreç ilerleyip günler geçtikçe farklı çıkarımlarım ve gözlemlerim de olacaktır...
Herkese iyi hafta sonları diliyorum. Sevgiler, saygılar...