Yılmaz Büyükerşen ağır konuştu.
Belli ki Kazım Kurt’un değişim olmalı mesajını kendi üstüne de alıp oldukça öfkelenmiş olacak ki “Bu laflar sürdürülebilir provokasyon ve CHP’yi bölmeye çalışmak kalleşliktir” gibi ağır ithamlarda bulundu.
Üstelik yeniden aday olduğunu söyleyerek şehir gündemindeki bir başka tartışmayı sonlandırıp, yeni bir tartışmanın da fitilini ateşledi.
Sevgili dostlarım, mümkün mertebe açık ifade etmeye çalışacağım.
-Büyükerşen’in adayım demesine bir itirazım yok
-Büyükerşen’in Kazım Kurt’un açıklamalarına katılmaması da son derece olağan.
Fakat,
Büyükerşen’in CHP ile ilgili yaptığı tespit ve suçlamalar konusunda bazı itirazlarım ve eleştirilerim olacak.
Büyükerşen CHP’yi bölmeye çalışmak kalleşliktir gibi ağır ifade kullanmış ama kendisi CHP’nin kurumsal kimliği ve işleyişi konusunda nerede duruyor, ne yapıyor ve bu işi ne kadar önemsiyor diye sormak isterim.
Bunu naçizane düşüncelerini aktaran bir köşe yazarı değil yıllarca örgütte bulunmuş ve örgütün etkisizleştirilmesine tepki göstermiş eski bir partili olarak dile getiriyorum.
Yılmaz Hocam partiler üstüdür, beynelmilel bir profildir, vitrinimizdir ama,
Bugün kalleşlikle suçladığı kişiler ile kıyas yapılırsa ne kadar CHP’lidir?
25 yıllık Başkanlığının 3 döneme yakını CHP çatısında geçmesine rağmen parti binasına kaç kere gelmiştir?
Kaç Pazar toplantısına katılıp, partililerle sohbet etmiş, hatırlarını sormuştur?
Biliyorsunuz, örgütün, üyenin karar vermesi gereken milletvekili adaylarından, belediye başkan adaylarına ve meclis üyelerine kadar neredeyse tüm parti kenarda bırakılmış ve bunların kararını Yılmaz Hoca vermiştir.
Değişim isteyenler kalleştir, provokasyoncudur demek dile kolay biliyorum, CHP’ye sahip çıkıyor gibi bir izlenim uyandırıyor farkındayım.
Peki, CHP ile alakası olmayan isimleri dışarıdan getirip Milletvekili olarak ödüllendirmek CHP’yi bölmüyor,
Partide yıllarca mücadele eden isimleri iki kalem hareketiyle meclis üyeliği dışında bırakmak CHP’yi bölmüyor,
Seçilmiş il başkanın yani örgüt liderine randevu vermemek, istediği aday seçilmediği için karşı tavır sergilemek CHP’yi bölmüyor,
Demokrasi diye cümleler kurup, üyenin ve örgütün tercihi, temayülünü bile hiçe saymak partiyi bölmüyor,
Parti kadrolarından doğru dürüst bir isim belediye de bürokrat olamazken, sağ tandanslı pek çok partiden ismi CHP çatısında meclis üyesi ve bürokrat yapmak partiyi bölmüyor,
Partide kadro açılmadığı için, mücadele eden bir yere gelemediği için CHP giderek aktörsüz, kadrosuz, heyecansız bir parti olunca bölünmüyor,
Değişim olmalı, İYİ Parti doğru adaylar çıkarırsa Eskişehir’i kaybedebiliriz diye düşünenler mi bölücü, provokatör oluyor.
Yapmayın sevgili Hocam,
Aday olun, seçime girin, eleştirin bu sizin tercihiniz. Harika işler yaptınız, çıtayı çok yukarı çıkardınız ve şehir için değerlisiniz kimse itiraz etnez. Ancak CHP adına konuşup, CHP’ye hayatını adamış isimleri bölücü olarak itham etmeyin.
Bu biraz ağır, orantısız, haksız olur!