Anadolu’nun Üniversitesi'nde Bedbaht Gidişat

Türkiye ve dünya üniversite sıralamaları ile bilinen en saygın kurumlarından URAP, 2023-2024 Türkiye özelinde üniversite sıralamasını kamuoyu ile paylaştı. 

  

Elbette bir Eskişehirli refleksi ile gözüm nice akademisyenler, iş insanları, oyuncular, gazeteciler ve bürokratlar mezun etmiş şehrin en köklü eğitim kurumu Anadolu Üniversitesini aradı.  

  

Üniversitenin sahip olduğu makale, atıf, bilimsel doküman sayıları; doktora, öğretim görevlisi, öğrenci puanları gibi birçok değerlendirme sonucu oluşturulan listede Anadolu Üniversitesi bırakın ilk onu, ilk kırkta dahi değildi. 

  

Anadolu Üniversitesi geçen yıla kıyasla 6 sıra gerileyerek 44. Sırada yer aldı. Oysa sadece üç yıl öncesine kadar 28. Sıradaydı.  

  

Yıllar önce Hoca'nın bir etkinlikte söylediği şu sözü anımsadım: "Ne büyük emeklerle kurduk, büyüttük, yeşerttik. Artık ayaklarım geri geri gidiyorum.” 

  

Ne kuruluşun mücadelesini vermiş ne yeşertmede rol oynamıştım. Benim üniversite dönemimde Anadolu Üniversitesi çoktan bir koca çınar hâlini almıştı. Fakat Hoca'nın haklı serzenişini sahici bir samimiyetle hissetmiştim.  

  

Anadolu Üniversitesi ve öncesini oluşturan İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinin hikâyesi bozkırla yeşilin savaşıydı. Bir zamanlar fakir bir Anadolu şehrinde olmazlara inat kurulmuş, zamanla devleşerek ilklerin kurumu olmayı başarmıştı. Açıköğretim fakültesi, sivil havacılık okulu derken sadece akademinin gözbebeği değil şehrin de kalbi olmuştu. 

  

Birtakım fakültelerin, yüksekokulların ve Meşelik-Bademlik kampüslerinin 1993 yılında Anadolu Üniversitesinden ayrılmasıyla şehrin ikinci üniversitesi olarak Osmangazi kurulmuştu. Birçok ilk dönem mezunu genç kendilerine sorulduğunda Anadolu Üniversitesi mezunuyum demekten geri kalmıyor, köklerini reddetmiyordu. 

  

2018 Haziran genel seçimlerine bir ay kala merkezi yönetim bir seçim vaadi olan 3. Üniversite sözünü tutmuş, ustaca bir kurnazlıkla Anadolu Üniversitesinden fakülteler, enstitüler kopartılarak ESTÜ kurulmuştu. 

  

Yolunmuş kaza dönen Anadolu, şu hâliyle bile değerini koruyabilecek kudrete sahipti fakat ne yapılmalı ne edilmeli Anadolu Üniversitesi 20 yılın getirdiği garabet eğitim politikalarından nasibini almalıydı. 

  

Üniversitenin köklü kültürüne bakılmaksızın bir güruhun borazanı olması maksadıyla 

art arda atanan rektörler, küstürülen kıymetli hocalar, usulsüz atamalar, AÖF kopya skandalı...  

  

Gidişat nahoş, atî aydınlık değil. 

  

Bir üniversite bilim üretemez aklı, fikri, vicdanı hür bireyler yetiştiremezse şehirde ne sanayici nitelikli mühendis bulur ne adliye salonları ahlâklı hukukçu.  

  

Bakınız; bu yıl 6, son üç yılda 16 sıralık bir düşüş söz konusu. Günümüz itibarıyla akademik açıdan Türkiye'nin en yüksek ivmesiyle gerileyen üniversitelerinden biri Anadolu Üniversitesi. 

  

Gidişata dur denmez ise yarım asırlık üniversitenin listede birkaç yıllık dahi geçmişi, kültürü ve ruhu olmayan tabela üniversitelerinin arasında kaybolmaması elde değil.